Hasan Sabbah Kimdir?

Hasan Sabbah, Büyük Selçuklu Devleti yıllarında yaşamış olan, rivayete göre Yemen kökenli tarikat lideridir. Doğumu tam bilinmemekle birlikte 1050’li yıllarda olduğu varsayılmaktadır. Çok iyi eğitim alabileceği okullarda okumuştur. Ailesiyle beraber Rey şehrine gittiğinde, Şii inancının önderleriyle etkileşimde bulunmuş, ve Şii inancını benimsemiştir.

Hasan Sabbah, bir rivayete göre Ömer Hayyam ve Nizamülmülk’ün okul arkadaşıdır. Aralarında geçen bir muhabbette, kim yükseliş gösterirse, o diğerlerine yardımcı olacaktır. Nitekim Nizamülmülk vezir olmuş ve ikisine valilik önermiştir. Ömer Hayyam’ın valilikte gözü olmadığından, kendisine maaş bağlanmasını istemiştir. Hasan Sabbah ise sarayda daha iyi bir mevki istemiştir. Nizamülmülk bu istekleri yerine getirmesinin ardından, Hasan Sabbah O’nun koltuğuna göz dikmiştir. Nizamülmülk de Sabbah’ın aleyhinde işler çevirerek, adını lekelemiştir. Hasan intikamını almak için Mısır’a gitmiştir… Bu hikayedeki tutarsızlık ise Ömer Hayyam ve Hasan Sabbah’ın yaşça birbirlerine yakın, fakat Nizamülmülk’ün onlardan yaklaşık 30 yaş daha büyük olmasıdır.

Hasan uzun süren Mezopotamya gezisinden sonra, İran’ın kuzeyindeki Deylem bölgesine yönelmiştir. Hasan Sabbah bu bölgede yeni müritler toplamaya başlamıştır. Yeni yer arayışı sonucunda da Elbruz Dağları’ndaki Alamut Kalesi‘nde karar kılmıştır.

Alamut Kalesi Adını nerden almaktadır?

Bu ilginç bilgiyi yeni bir başlıkla sizlere aktarmak istiyorum. Kale geniş alamutbir vadiye egemen, 2000 metre yüksekliğinde kaya tabanının yüzlerce metre üzerinde, yalnızca sarp ve dolambaçlı bir patikadan çıkılabilen bir yerde bulunmaktaydı.

Rivayete göre bu kale Deylem Krallarından biri tarafından inşa edilmiştir. Kral kartalını salmış, kartal bu kayalıklara konmuş. Kalenin yapımına başlanmış, ve kaleye de “kartalın öğretisi” anlamında “aluh amut” ismi verilmişti.

Haşhaşin tarikatını da bu kale içerisinde kurmuştur. Oyunlardan çoğumuzun bildiği assassin kelimesi Hasan Sabbah’ın bu tarikatı ile türemiştir. Suikastçi anlamına gelen assassin kelimesinin yaratıcısı O’dur.

Hasan Sabbah, Alamut Kalesi’nden hiç dışarı çıkmamıştır. 34 yıl boyunca bu kalede yaşamış olan Sabbah, odasından dahi birkaç kez çıkmıştır. Kaleye yerleştikten sonra Büyük Selçuklu Devleti ve Abbasi’lere karşı mücadeleye girişmiştir. Kendi döneminde elli kadar suikast gerçekleştiren Hasan Sabbah’ın, en önemli suikasti, intikamını aldığı Nizamülmülk olmuştur.Aşağıda Nizamülmülk’e yapılan suikastin minyatür resmi bulunmaktadır.

Nizamülmülk’ün ardından Melikşah’ın da vefat etmesiyle Selçuklu sarayında taht kavgaları çıkmıştır. Hasan Sabbah bu karışıklığı lehine çevirmeyi başarmış, bu dönemde yeni kaleler ele geçirmiştir.

Selçuklu tahtına geçen Sencer’e barış elçileri gönderen Sabbah’ın elçileri geri çevrilmiştir. Bunun üzerine saray içerisinden ayarladığı adam sayesinde Sencer’in baş ucuna hançer saplatmıştır. Ayıldığında büyük paniğe kapılan Sencer olayı yatıştırmak için sesini çıkartmamıştır. Sonralarında elçiyle gelen bir mesajda Sabbah şöyle söylemiştir:

“Ben istemez miydim ki o hançer sert taşa değil de sultanın yumuşacık göğsüne saplansın.” 

Bu olaydan sonra İsmaililer oldukça rahatlamıştır.

1124 yılında bir hastalık sebebiyle ölen Sabbah, arkasında güçlü bir silahlı örgüt ve siyasal güç bırakmıştır. Tarikat Moğol istilası yıllarına kadar ayakta kalmıştır. Hasan Sabbah’ın yazdığı Farsça birkaç eser, Moğollar tarafından kaleyle birlikte yakılmıştır.

 

Hakkında Selim Çayır

80'lerin son kuşağından, bilginin satılamayacak veya satın alınamayacak olduğunu düşünen, bildiklerini bu mecra vasıtasıyla misafirlerine aktarmayı hedeflemiş Bilgi Rehberi yazarı...

İlginizi Çekebilir

altın elbiseli adam

Altın Elbiseli Adam Kimdir?

Altın Elbiseli Adam; altın gibi bir kalbi olan Barkın Bayoğlu… Motosiklet camiasının önde gelen duayen …