Kenan Evren, 17 Temmuz 1917 yılında Manisa’nın Alaşehir ilçesinde doğmuştur. Babası Hayrullah Evren, annesi Naciye Evren’dir. İlkokulu doğum yeri olan Alaşehir’de, ortaokulu Manisa’da, liseyi ise İstanbul’da Maltepe Askeri Lisesi’nde okumuştur. 1938 yılında Kara Harp Okulu’nu bitirerek, topçu asteğmen rütbesiyle askeri yaşantısına başlamıştır.
1946 yılında girdiği Kara Harp Akademisi’ni 1949 yılında kurmay yüzbaşı olarak bitiren Kenan Evren, 1. Ordu Hareket Dairesi başkan yardımcılığı yapmıştır. Kara Harp Akademisi’nde öğretmenlik yapmıştır. 1958-1959 yıllarında gerçekleşen Kore Savaşı’nın ardından Güney Kore’de kalan Türk Tugayı’nda hareket ve eğitim şube müdürü ve kurmay başkanı olarak görev yapmıştır.

227. Piyade Alayı komutanlığı, 9. Kolordu kurmay başkanlığı, Kara Kuvvetleri Okullar Dairesi başkanlığı yaptı. 1964’te tuğgeneral, 1967’de tümgeneral oldu. 58. Er Eğitim Tümeni komutanlığı ve 2. Ordu kurmay başkanlığı görevlerine atandı.
1970’te korgeneralliğe yükseldi. 2. Kolordu komutanlığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Denetleme Kurulu başkanlığı görevlerinde bulundu. 1974’te orgeneral olarak Genelkurmay ikinci başkanlığına getirildi.. 1976 ile 1977 yıllarında Ege Ordusu komutanlığı görevinde bulundu.
Kara Kuvvetleri Komutanı Namık Kemal Ersun’un 1 Haziran 1977’de, Kanlı 1 Mayıs’tan (1 Mayıs 1977) sonra darbe girişiminde bulunacağı iddiasıyla dönemin başbakanı Süleyman Demirel tarafından 200 asker ile birlikte resen emekliye sevkedilmesiyle Kenan Evren’e Genelkurmay Başkanlığı yolu açıldı.
Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk 1. Ordu KomutanıAdnan Ersöz’ü isterken, Başbakan Demirel, 3. Ordu Komutanı Ali Fethi Esener’in Kara Kuvvetleri’nin yeni komutanı olmasını istedi. Ancak Ne Demirel ne de Korutürk geri adım atmayınca her iki komutan da görev süreleri bittiğinden 30 Ağustos 1977’de emekliye ayrıldı. Böylece en kıdemli olan Orgeneral Kenan Evren, beklenmedik biçimde 5 Eylül 1977 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanı oldu.1977-78 yıllarında Kara Kuvvetleri Komutanlığı yapan Evren, 6 Mart 1978’de Genelkurmay Başkanlığına atandı.
27 Aralık 1979’da kuvvet komutanlarıyla birlikte imzalayarak cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’e gönderdiği ve “adresi meçhul mektup” olarak tarihe geçen uyarı mektubunda iki büyük siyasal partinin ülkenin sorunlarının çözülmesinde uzlaşmaya varmalarını, ülkeyi birlikte yönetmelerini öneriyordu. Dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, askerlerin talebi doğrultusunda mektubu 2 Ocak 1980 tarihinde hükümet ve siyasi partilere gönderdi. 30 Ağustos 1980’de, Zafer Bayramı dolayısıyla radyo ve televizyonda yayımlanan konuşmasında alınmasını gerekli gördüğü önlemleri dile getirdi.
12 Eylül 1989 Askeri Darbesi
Türkiye’deki bütün özgürlükler askıya alınmasından sonra yasama ve yürütme yetkilerini kullanmak üzere Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren’in liderliğinde, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Nurettin Ersin, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Nejat Tümer ve Jandarma Genel Komutanı Sedat Celasun’dan oluşan Milli Güvenlik Konseyi (MGK) kuruldu.
MGK başkanı imzasıyla yayımladığı bildiride, Türkiye’nin iç ve dış düşmanlarının tahriki içinde olduğunu, devletin başlıca organlarının işlemez duruma getirildiğini, siyasal partilerin kısır çekişmeler içinde bulunduğunu, ülkenin savaş eşiğine getirildiğini belirtiyordu. TBMM ve hükümeti feshetti, bütün ülkede sıkıyönetim ilan etti.
1982 Anayasası, 7 Kasım 1982 tarihinde yapılan referandumda yüzde 91.37’lik ‘evet’ oyuyla kabul edildi. Evren, yeni anayasanın 1. geçici maddesi uyarınca, yedi yıllık bir süre için, Türkiye’nin 7. cumhurbaşkanı sıfatını kazandı.
Kenan Evren devlet başkanlığı ve cumhurbaşkanlığı sırasında yurt içinde ve dışında birçok gezintiye çıktı. Evren ile Pakistan devlet başkanıZiya ül Hak arasında karşılıklı ziyaretlerle pekiştirilen büyük bir dostluk kuruldu. Eylül 1982’de bir Uzakdoğu gezisine çıkan Evren, Bangladeş,Pakistan, Güney Kore, Çin ve Endonezya’yı ziyaret etti. Bu ülkelerle Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesinde önemli bir adım atılmış oldu. Ocak 1984’te toplanan IV. İslam Zirve Konferansı’na Türkiye ilk kez cumhurbaşkanı düzeyinde katıldı. Evren konferans başkan yardımcısı seçildi. İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Komitesi başkanı olarak, İslam ülkeleri arasında ekonomik bağların güçlendirilmesini, alınan kararların bir an önce uygulanmaya konmasını istedi
1983 Seçimlerinde iktidara gelen ANAP’ın lideri Turgut Özal ile genelde uyum içinde çalıştı. 9 Kasım 1989’da Cumhurbaşkanlığı görevi sona eren Evren, yerini Turgut Özal‘a bıraktı.
1990’da Atatürk Uluslararası Barış Ödülü‘ne layık görüldü. Kasım 1990-Eylül 1991 arasında, Kenan Evren’in Anıları adıyla 6 ciltten oluşan otobiyografisi yayımlandı.
Şimdi ben; bunu yakaladıktan sonra mahkemeye vereceğim ve ondan sonra da idam etmeyeceğim, ömür boyu ona bakacağım!.. Bu vatan için kanını akıtan, bu Mehmetçiklere silah çeken o haini ben senelerce besleyeceğim. Buna siz razı olur musunuz? (Bu, 1984 yılında Muş’ta 16 yaşındaki Erdal Eren’in idamı hakkında yaptığı konuşmadır)
12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandumda anayasa değişikliklerinin kabul edilmesiyle 12 Eylül Darbesinin sorumlularının yargılanmasını engelleyen Anayasa’nın “geçici 15. madde”si yürürlükten kaldırıldı.
2010 yılında Eşitlik ve Demokrat Partisi İzmir İl Yönetimi Kenan Evren hakkında “darbe yapmak, anayasa değiştirmek, hükümeti yıkmak, sistemli bir şekilde planlayarak ve tasarlayarak adam öldürmek, kasten yaralamak, işkence yapmak, eziyet etmek, hürriyetten yoksun bırakmak ve cinsel saldırıda bulunmak” gibi suçlardan suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurularının ardından 8 Nisan 2011’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında Kenan Evren ve hayatta kalan tek MGK Üyesi olan Tahsin Şahinkaya’nın ifadesi alındı. Ocak 2012’de tamamlanan soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, dönemin Genelkurmay Başkanı, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya şüpheli olarak yer aldı.
İddianamede, Evren ve Şahinkaya’nın, 765 sayılı TCK’nın “Devlet Kuvvetleri Aleyhinde Cürümler”e ilişkin 146. maddesi ile 80. maddesi uyarınca “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına” çarptırılmaları istendi. İddianame, 10 Ocak 2012’de Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesin tarafından kabul edildi.
13 Şubat 2013’te, Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya haklarında açılan 12 Eylül dönemine ilişkin dava nedeniyle haklarının ihlal edildiği ileri sürerek Anayasa Mahkemesi’ne başvurdular. 25 Ekim 2013’te Cumhuriyet Savcısı Selçuk Kocaman, 12. Ağır Ceza Mahkemesine verdiği 18 sayfalık esas hakkındaki görüşte, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın, TCK’nın “devlet kuvvetleri aleyhine cürümler” başlıklı 146. maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını ve rütbelerinin sökülmesini istedi.
18 Haziran 2014 tarihinde, Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 12 Eylül 1980’de dönemin başbakanı Süleyman Demirel’e muhtıra vermek, T.C. Anayasasını ve Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs suçundan müebbet hapis cezasına ve orgenerallik rütbesinin erliğe düşürülmesine karar verildi.
9 Mayıs 2015 tarihinde beyin ölümünün gerçekleşmesiyle Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde (GATA) 98 yaşında hayatını kaybetti.
Kaynak: tr.wikipedia.org