Tiroit, salgıladığı hormonlarla metabolizmanın düzenli çalışmasını sağlayan, boyun bölgesinde adem elmasının çevresine yerleşmiş endokrin bezdir. Şekil itibariyle gırtlağı sarması sebebiyle, yunanca kalkan anlamına gerelen tiroit adı verilmiştir. “Tiroit” Türk Dil Kurumu tarafından doğrulansa da, “tiroid” olarak da bir çok kaynakta geçmektedir.
Tiroit Nodülleri
Genel anlamda tiroit nodülü, kişide iyot eksikliğine bağlı olarak tiroit bezi üzerinde gelişen ve guatr hastalığına sebep olan yumru şeklindeki yapılardır. Bu nodüllerin oluşumu, tiroidin büyümesiyle doğru orantılı şekilde gerçekleşir. Ayrıca tiroit nodüllerinde kanser ihtimali de oldukça yüksektir.
Nodülleri soğuk veya sıcak nodül olarak sınıflandırmak mümkündür. Günümüzde sınıflandırma, sintigrafi tekniği ile rahatlıkla yapılabilir. Bu tekniğin kullanım alanı sadece tiroit ile sınırlı olmamakla birlikte, böbrek veya akciğer için de yaygın olarak uygulanabildiğini belirtmek gerekir. Bunun yanı sıra soğuk nodülün sıcak nodüle nazaran biraz daha yüksek tiroit kanseri riskini taşıdığını söyleyebiliriz. Tabii kanser riski taşıyan nodüllerin tespiti için mutlaka iğne biyopsisi yaptırmak gereklidir. Çoğunlukla hastaların bu durumu gözden kaçırması sonucunda çok daha ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalınır. Tabii böyle bir tiroit hastalığında kesinlikle cerrahi olarak ameliyat yaptırılmalıdır. Bu ameliyatı kısaca özetleyecek olursak; ilk olarak ön boyunda yatay bir kesi oluşturulduğunu söyleyerek başlayabiliriz. Kısa süre içerisinde bu kesiden tiroit bezine erişim sağlanır ve operasyon başlamış olur. Tamamen cerrahi olarak gerçekleştirilen ameliyatta, doktorlar tarafından gerekli müdahalelerin yapılmasının ardından işlem tamamlanır. Yaygın olarak tiroidektomi şeklinde yapılan bu operasyon, genel anestezi altında gerçekleştirilmektedir. Ayrıca tiroit ameliyatı sonrasında kısa bir süre boyun kenarlarında birtakım ağrıların gözlemlenmesi gayet normaldir, fakat devamı halinde doktora bilgi verilmelidir.
Tüm bunların haricinde tiroit ameliyatları sonrasında kalsiyum düşüklüğüne bağlı olarak, parmak uçlarında veya dudak kenarlarında uyuşma, karıncalanma gibi durumların görülebildiğini unutmamak gerekir. Eğer tiroit hastalığından şüpheleniliyorsa, mutlaka detaylı kontrol için en yakın sağlık merkezine başvurulmalı ve gerekiyorsa iğne biyopsisi yaptırılmalıdır. Aksi takdirde hastalığın ilerleyebileceği durumu göz önünde bulundurularak hareket edilmeli ve buna göre davranılmalıdır.
Tiroit Nodülleri Kanser Riski Taşır Mı?
Erkeklere nazaran kadınlarda daha sık rastlanan guatr hastalığında son derece önemli olan iki ana unsur vardır. Bunlardan birincisi mevcut nodüllerin kanser riski taşıyıp taşımadığı, bir diğeri ise nodülün soluk borusunun işlevlerini engelleyici yönde etki yapıp yapmadığıdır.
Genel olarak tiroit nodüllerinde kanser riskinin bulunma ihtimali oldukça azdır. Oransal olarak baktığımızda; soğuk nodüllerde tiroit kanseri bulunma olasılığı %10 civarlarındayken, sıcak nodül yapılarında %1’in altındadır. Her ne kadar tiroit nodüllerinde kanser bulunma olasılığı az olsa da, bunu önemsememek anlamsızdır. Aynı zamanda kanserli olduğu düşünülen nodüllerin mutlaka iğne biyopsisi tekniği ile kontrol edilmesi gerektiğini ve bu tekniğin doktorlar tarafından sıklıkla tercih edildiğini göz önünde bulundurmakta fayda vardır. Kanser riski taşıyan nodüllerin hastaya telafisi mümkün olmayan zararlar vermesini engellemek için tiroid bezi çıkarılmalıdır. Bu da ancak ameliyat ile gerçekleştirilebilir. Zararlı nodül içeren tiroit bezinin çıkarılması işlemine tiroidektomi denir ve bu işlem günümüzde hastaların en sık tercih ettiği yöntemdir. Yine aynı şekilde tiroit nodülü kişinin soluk borusuna baskı yapıyor ve nefes alışverişini engelliyorsa, bu durumda da guatr ameliyatı olmak şarttır. Operasyon tamamen cerrahi olarak yapılmakta olup, güvenilir şekilde gerçekleştirilmektedir. Cerrahlar ön boyun bölgesinde açılan kesiden giriş yaparak tiroit bezine çok rahat bir şekilde erişim sağlayabilmekteler. Bunların haricinde ameliyat sonrasında paratiroid bezine verilen birtakım hasar sonucunda kalsiyum dengesi bozulacağından, bir müddet vücudun farklı noktalarında karıncalanma ve uyuşma durumları gözlenebilir.
Sonuç olarak guatr ameliyatları için tüm bu hususlar göz önüne alınarak hareket edilmeli ve ameliyat olunmalıdır. Aksi takdirde bahsi geçen ve hastaların beklemediği problemler ortaya çıkabilir. Bunlara özellikle dikkat etmek her hastanın sorumluluğudur.
Tiroid Nodüllerinde Neden Ameliyat Gerekir?
Son zamanlarda sıklıkla rastlanan ve guatr hastalığına sebep olan tiroit nodülleri, bazı durumlarda aşırı derecede ilerleme göstererek hastaların ciddi problemlerle karşı karşıya kalmalarına zemin hazırlayabilmekteler. Bu gibi durumlarda mutlaka gerekli kontroller sağlanarak ameliyat olunmalıdır.
Kişide bulunan nodüllerin yüksek oranda kanser riski taşıması, ameliyatı zorunlu kılan en önemli etkendir. Çünkü tiroit kanseri asla hafife alınacak bir husus değildir ve kanserin ilerlemesi halinde kişiyi zor günlerin beklediği bilinmelidir. Kanser riskini taşıdığı düşünülen tiroit nodüllerinde uygulanması gereken öncelikli işlem, her zaman için iğne biyopsisi olmalıdır. Bu sayede nodülün kanser riski taşıyıp taşımadığı rahatlıkla anlaşılabilir. Kanser riskini barındıran tiroit nodüllerinde mutlaka tiroidektomi adı verilen ameliyat uygulanmalıdır. Bunun yanı sıra kanseri tetikleyen bir nodül olmasa dahi, çapı normale göre çok daha büyük olan tiroit nodülleri için de ameliyat kararı verilebilir. Estetik açıdan kişilere ruhsal ve fiziksel sıkıntılar yaşatabilecek olan bu nodüllerin alınması, hastaların yaşam standartlarındaki artışı da beraberinde getirecektir. Günümüzde tiroit ameliyatları cerrahi olarak genel anestezi altında yapılır. Ön boyun üzerinde açılan küçük kesiden girilerek, tiroit ameliyatlarını sorunsuz bir şekilde gerçekleştirebilmek mümkündür. Ameliyattan sonra belli bir süre vücudun bazı bölgelerinde uyuşma veya karıncalanma görülmesi normaldir. Bu durum genellikle kalsiyum eksikliğine bağlı olarak gerçekleşmekle birlikte, uzun süreli olduğu takdirde mutlaka hekime danışmak gerekir. Ayrıca ameliyat esnasında oluşan doku hasarına bağlı olarak boyunda birtakım ağrıların gözlemlenmesi muhtemeldir.
Özellikle tiroit kanseri başta olmak üzere bahsi geçen tüm bu konular son derece önemlidir. Aynı zamanda aile genetiğinde bu durumla karşılaşıp karşılaşılmaması, tiroidin tespitinde büyük rol oynar. Kişide tiroit nodülü bulunmasından şüpheleniliyorsa en kısa süre içerisinde hekim kontrolüne başvurulmalıdır.
Tiroid Ameliyatı Riskleri Nelerdir?
Her ameliyatta olduğu gibi tiroidektomi adı verilen ameliyatta da birtakım riskler mevcuttur. Genel anlamda bakılacak olunduğunda tiroit ameliyatları için iki ana risk unsuru söz konusudur. Bunlardan biri ses tellerinin kesilmesi, diğeri ise paratiroid bezine ciddi ölçüde zarar verilmesidir.
Birçok kişinin de bildiği gibi, ön boyunda iki parça şeklinde kelebeğe benzer bir yapı vardır ve buna tiroid bezi adı verilir. Bu bezde birtakım nodüllerin oluşması sonucunda guatr hastalığı belirir ve bazı durumlarda boğaz kısmında gözle görülür derecede şişlik oluşur. Böyle bir hastalıkla karşılaşılması halinde mutlaka doktor kontrolünde cerrahi işlemlerin uygulanması gerekir. Detaylı bir şekilde ameliyat risklerini inceleyecek olursak, ilk olarak ses tellerinden bahsedebiliriz. İnsandaki ses telleri tam olarak tiroidin içerisinden geçer ve ufak da olsa ameliyatı riskli kılan en önemli faktördür. Operasyonu gerçekleştiren cerrah guatr ameliyatında uzmansa, ses tellerini rahatlıkla tanır ve bunları aksi bir durum olmadığı takdirde kesmez. Kesildiği takdirdeyse kişinin sesinde büyük oranda kısılma gözlemlenir. Açıkçası bunun telafisi fazlasıyla zor olur ve ses tellerinin yokluğu ilerde hastaların zor durumlarla karşılaşmalarına zemin hazırlar. İkinci olarak tiroit bezinin arka kısmında dört adet paratiroid bezi bulunmakta. Bu bezler vücutta kalsiyum dengesini sağlamakla görevlidirler ve hepsine birden zarar gelmesi durumunda, vücutta kalsiyum oransızlığına bağlı sorunlar oluşur. Parmak uçlarında uyuşma ve vücudun bazı yerlerinde karıncalanma bunlardan sadece iki tanesidir.
Bunların haricinde tiroid ameliyatlarının kayda değer herhangi bir riski yoktur. Hatta kaliteli cerrahlar tarafından gerçekleştirilen ameliyatta bu riskler söz konusu bile değildir. Bundan dolayı ameliyat öncesinde kesinlikle cerrahın endokrin uzmanı olmasına dikkat edilmelidir. Aksi takdirde tiroit ameliyatı hastaların aleyhine sonuçlanabilir.