Hiç konuşmadığınız bir dile sahip bir ülkeye gittiniz mi? Eğer öyleyse, belki de en temel şeyleri anlamakta zorlandınız: işaretler, talimatlar, belgeler, ambalaj. Belki kendinizi çok güçsüz hissettiniz. Bu sadece okuyamayan bir kişi için hayatın ne kadar zor olması gerektiği hakkında küçük bir fikir veren basit bir örnektir. Okuma yazma bilmeme dünya çapında önemli bir sorundur. Bu alanda çalışan insanların büyük çabalarını kabul etmek için, Birleşmiş Milletler her 8 Eylül’de Uluslararası Okuryazarlık Günü‘nü kutluyor.
BM Uluslararası Okuryazarlık Günü nedir?
1967’den bu yana bu kutlama, dünyada okuma yazma bilmeyen insanlara dikkat çekti. Bu sorunla mücadele yollarını ve kaydedilen büyük ilerlemeyi vurgulamaktadır. UNESCO her 8 Eylül’de Paris’te dünya çapında okuryazarlığı artırmak için çok çalışan kişi ve kuruluşlara ödüller verilen bir ödül töreni düzenliyor.
Problem ne kadar büyük?
Küresel nüfusun yaklaşık yüzde 14’ünün okuma yazma bilmediği tahmin edilmektedir. Bu istatistikte iyi haberler ve kötü haberler var. Olumlu bir kayda göre, cehalet seviyeleri son on yıllarda çok düştü (sadece 1980’de dünya cehaleti yüzde 43’dü!). Bununla birlikte, bölgeler arasında hala çok büyük farklılıklar vardır. Sahra altı Afrika ve Güney Asya’da okuma yazma bilmeyenlerin oranı yüzde 30 civarındadır.
Okuma yazma bilmemenin sonuçları nelerdir?
Okuma yazma bilmeme ve yoksulluk arasında güçlü bir bağlantı vardır. Okuma ve yazma becerisi olan kişiler, eğitim ve öğretim söz konusu olduğunda yapamayanlara göre çok büyük bir avantaja sahiptir. Bu, okuryazar insanların genellikle daha fazla para kazandıkları ve hatta daha iyi sağlıktan zevk aldığı anlamına gelir. BM ayrıca düşük okuryazarlık düzeylerine sahip toplumlarda kadınlara karşı daha olumsuz tutumlar bildirmektedir.
Kadınlar ve kızlar için durum nedir?
BM tarafından yapılan bir araştırma, kadınların ve kız çocuklarının neredeyse yüzde 83’ünün okuma ve yazma yapabildiğini gösterdi. Bununla birlikte, dünyadaki tüm okuma yazma bilmeyen insanların üçte ikisi kadındır. Bu sorun, kızlar için yetersiz eğitim fırsatları veya bazı ülkelerde kızların genç yaşta evlenmesi geleneği gibi faktörlerden kaynaklanmaktadır. Birçok kuruluş, kadınlara ve kız çocuklarına okuryazarlık becerileri öğreterek onları güçlendirmek için çalışır.
Erkekler ve erkekler çocuklar için durum nedir?
Aynı BM araştırması, uluslararası olarak erkek ve erkek çocukların yüzde 90’ının okuma yazma yeteneğine sahip olduğunu gösterdi. Bununla birlikte, birçok Batılı ülkede, kızlar genellikle erkeklerden daha iyi okuryazarlık göstermektedir. Uzmanlar, bunun her zaman erkek çocuklara uygun olmayan eğitim tekniklerinin yanı sıra bazı erkek çocuklar arasında okuma ve yazmanın ‘girly’ şeyler yapması gerektiği görüşünden kaynaklandığını öne sürüyor.
Teknoloji bir şeyi nasıl değiştiriyor?
Dijital çağda, internet ve bilgisayar ve akıllı telefon gibi cihazların popülaritesi ile okuma ve yazma öğrenimi daha erişilebilir hale geldi. UNESCO, dünya fiziksel ürünler yaratmaktan ziyade iletişime bağlı olan ‘bilgiye dayalı toplumlara’ dönüştükçe okuryazarlığın her zamankinden daha önemli hale geldiğini öne sürüyor.
Okuryazarlığın geleceği nedir?
Bazı uzmanlar okuryazarlık fikrimizi değiştirmemiz gerektiğini savunuyor. Bugünlerde, aynı kişi bir bilgisayarın veya akıllı telefonun nasıl kullanılacağını bilmiyorsa, okumayı bilmek sınırlı bir beceridir. Bazıları, bir web tarayıcısının nasıl kullanılacağını bilmek, bilgisayarda bir belge oluşturmak veya hatta telefonla kısa mesaj göndermek gibi becerileri içerecek şekilde okuryazarlık fikrini genişletmemiz gerektiğini önermektedir.